16.09.2024
Haftaya Başlarken
Haftanın gündemi FOMC toplantısı
Yatırım Hesabı Açın - Ücretsiz Anlık VeriYorum
YURTİÇİ GÜNDEM
Önümüzdeki hafta yurtiçi piyasanın ana gündemi Perşembe açıklanacak PPK faiz kararı olacak. PPK ile ilgili piyasa beklentisi %50.0 seviyesindeki politika faizinde herhangi bir değişikliğe gidilmemesi yönünde. TCMB’nin son PPK sonrasında likidite yönetimi için bazı makro ihtiyati adımlar attığını görmüştük. TCMB’nin önümüzdeki dönemde enflasyon gelişmelerine dair beklentileri, ekonomik aktivite ile ilgili değerlendirmesi ve likidite yönetimi ile ilgili yönlendirmeleri önemli olacak. Hatırlatmak gerekirse ay içerisinde APİ fonlaması yeniden pozitife dönmüş yani TCMB piyasada likidite bırakır pozisyona geçmiş ancak makro ihtiyati adımlarla APİ yeniden eksiye dönmüştü. Ancak 12 Eylül itibarıyla APİ fonlamasının 75.5 milyar TL ile yeniden pozitife döndüğünü görüyoruz.
PPK dışında Pazartesi 11:00’de açıklanacak Ağustos ayı merkezi yönetim bütçesi ve Salı 10:00’da açıklanacak konut satışları haftanın önemli verileri olacak. Her iki veri ile ilgili de piyasa beklentisi bulunmuyor ancak geçen sene Ağustos’ta bütçe dengesi 51.3 milyar TL fazla vermiş faiz dışı fazla 138.4 milyar TL olmuştu. Ancak Ağustos nakit bazlı bütçe dengesi geçen senenin aynı ayındaki 61.9 milyar TL fazlaya karşılık bu yıl Ağustos’ta 194.6 milyar TL açığa işaret etti. Vergi gelirlerinde zayıf seyir ve harcamaların yüksek seyri bütçe dengesinin Ağustos’ta geçen seneye göre önemli bir bozulma göstermesine neden olabilir. Temmuz’da konut satışları üst üste dört ay daralmanın ardından %16 artışla127,088 olmuş, yüksek faiz oranları nedeniyle ipotekli satışlar önceki yıla göre %20.0 gerilemişti. Bu ay da ipotekli konut satışlarında bir artış beklemezken konut fiyatlarındaki gerilemenin diğer satışlara olumlu yansıdığına şahit olabiliri
Geçtiğimiz haftanın önemli verilerinden sanayi üretimi Temmuz’da yıllık bazda %3.9 daralırken önceki ayın %4.7’lik daralması %5.0 daralmaya revize edildi. Üretim önceki aya göre de %0.4 artarken artış önceki ayın %2.4’lük düşüşünün baz etkisinden kaynaklandı. Haziran’da üretim bayram tatillerinden kalan köprü günü etkisi nedeniyle oldukça düşük gerçekleşmişti. Yıldan yıla ana kategoriler bazında genele yayılmış bir zayıflık görülürken geçen seneye nazaran %8.8 büyüyen enerji yine toplam üretimi yukarı çeken ana unsur oldu. Yüksek faizlerden etkilenen inşaat sektörünün de içinde bulunduğu ve geçen senenin aynı ayına göre %8.1 daralan sermaye malları üretimi en çok daralan ana kategori olurken dayanıklı ve dayanıksız mal imalatı sırayla %3.9 ve %4.5 azaldı Ara malı üretiminde düşüş ise %4.3 oldu. Üretimdeki bu zayıf performansı karşılık tüketim göstergelerinden perakende satışlar önceki aya göre %0.85, geçen senenin aynı ayına göre %5.4 büyüdü.
Ödemeler dengesi Temmuz’da 566 milyon dolar fazla ile 700 milyon dolar civarındaki piyasa beklentisinden düşük bir fazla verdi. Cari fazlanın yanı sıra 3.7 milyar dolar gibi nispeten güçlü bir sermaye girişi rezervlerin bir ayda 5.4 milyar dolar artmasına neden oldu. Geçen senenin aynı dönemine göre altın ithalatındaki %63.8’lik düşüşe ve ihracat ve turizm gelirlerindeki sırayla %13.5 ve %7.8’lik artış sayesinde mal dengesinde geçen sene görülen 10.8 milyar dolarlık açık 5.1 milyar dolara geriledi. Böylece 12 aylık toplam cari açık 25.0 milyar dolardan 19.1 milyar dolara gerilerken enerji ve altın dışı cari fazla 39.4 milyar dolardan 43.4 milyar dolara yükseldi. Önümüzdeki dönemde öncü ticaret verilerinin de işaret ettiği şekilde cari açıkta düşüşün devam etmesini ve yılsonunda cari açığın 20 milyar doların altında gerçekleşmesini bekliyoruz.
Temmuz’da işsizlik oranı Haziran’daki %9.2'den %8.2’ye gerilerken geçen senenin aynı dönemine göre işsizlik 0.5 puan azaldı. Atıl işgücü oranı ise %29.2’den %26.5’e gerilerken geçen senenin aynı ayında atıl işgücü oranı %22.6 olmuştu.
Temmuz’da Moodys’den not artışı beklentisiyle 153.9 milyar dolara kadar yükselen rezervler 6 Eylül haftasında bu seviyeye göre 7.1 milyar dolar önceki haftaya göre ise 2.6 milyar dolar düşüşle 146.8 milyar dolara geriledi. Düşüş 2.8 milyar dolarlık döviz rezervi kaybından kaynaklanırken altın rezervleri 150 milyon dolar artış gösterdi. Böylece piyasa türbülansının yaşandığı 5 Ağustos’tan bu yana döviz rezervleri 5.9 milyar dolar azalarak 86.6 milyar dolara gerilerken, aynı dönemde altın rezervlerindeki 2.3 milyar dolar artış sayesinde toplam düşüş 3.6 milyar dolar oldu. TCMB'nin toplam varlıklarından toplam yükümlülüklerini çıkararak hesapladığımız net rezervler 34,6 milyar dolardan 33,4 milyar dolara gerilerken, TCMB'deki Hazine mevduatını da içeren net rezervler 42,5 milyar dolardan 41,4 milyar dolara inmiştir. Benzer şekilde, TCMB'nin bankalarla yaptığı swaplar da dahil olmak üzere Banka'nın net döviz pozisyonu 12,3 milyar dolardan 11,1 milyar dolara geriledi.
6 Eylül haftasında yabancı yatırımcılar hisse senedi piyasasında 51 milyon dolarlık satış gerçekleştirirken tahvil pozisyonlarında 1.5 milyar dolarlık çözülme yaşandı. Böylece yabancı yatırımcıların tahvil piyasasındaki payı bir hafta önceki %8,8 seviyesinden %8,3'e geriledi. Swap piyasasında ise yabancı yatırımcıların 0.6 milyar dolarlık giriş gerçekleştirdiğini hesaplıyoruz. Böylece yerel seçimden bu yana yabancıların hisse senedi pozisyonları 2.25 milyar dolarlık düşüş gösterirken tahvil pozisyonları 10.5 milyar dolarlık artış gösterdi, swap kanalıyla 16.2 milyar dolar giriş yaşandı.
Yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatları 6 Eylül’de 950 milyon dolarlık artışla 172.1 milyar dolara yükseldi. Aynı hafta KKM stokunda 554 milyon dolarlık daha düşüş olması dolarizasyon göstergesi olarak takip ettiğimiz DTH + KKM'nin 246.4 milyar dolardan 245.7 milyar dolara gerilemesine neden oldu. Parite etkisinden arındırılmış DTH stoku, 1.1 milyar dolarlık kurumsal talep kaynaklı olmak üzere 847 milyon dolar arttı. 31 Mart seçim haftası dahil o tarihten bu yana parite etkisinden arındırılmış DTH düşüşü 20.3 milyar dolar olurken bunun 10.9 milyar dolarını gerçek kişiler oluşturdu. Haziran sonunda DTH’ta azalış 24.6 milyar dolar düzeyindeydi.
29 Ağustos'ta 29.4 milyar TL seviyesindeki APİ stoku 6 Eylül itibarıyla -265.7 milyar TL'ye geriledi ve TCMB yeniden piyasadan likidite çeker pozisyonuna geri döndü ancak o tarihten bu yana yükselen APİ stoku 12 Eylül tarihinde +75.5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Döviz talebi ile ilgili verileri önümüzdeki hafta göreceğiz ancak dolarizasyon nedeniyle TL likiditesinde bir artış görürsek TCMB’den haftaya PPK toplantısından sonra liralaşmaya dönük bazı makro ihtiyati adımlar görebiliriz.
YURTDIŞI GÜNDEM,
Geçtiğimiz hafta küresel piyasaların gündemi ABD enflasyon verileri ve Avrupa Merkez Bankası faiz kararı oluşturdu. ABD’de TÜFE enflasyonu Ağustos’ta aylık bazda %0.2 ile beklentilere paralel gerçekleşse de y/y enflasyon %2.6 seviyesindeki beklentilere karşılık %2.9’dan Şubat 2021’den beri en düşük seviye olan %2.5’e geriledi. Çekirdek enflasyon ise %0.2’lik beklentiye karşılık %%0.3 olarak gerçekleşti ancak y/y enflasyon beklentilere paralel şekilde %3.2’de sabit kaldı. Enerji fiyatları geçen yıla göre %4.0 gerilerken gıda enflasyonu %2.2’den %2.1’e geriledi. Öte yandan barınma enflasyonu %5.1’den %5.2’ye yükselerek Fed’in katılık nedeniyle hassas olduğu alanda enflasyonist risklerin tamamen ortadan kalkmadığını gösterdi. Hem aylık çekirdek enflasyonun beklenenden yüksek gelmesi hem de barınma enflasyonunda gevşeme görülmemesi nedeniyle veriye ilk piyasa reaksiyonu DXY’nin ve tahvil faizlerinin yükselmesi şeklinde gerçekleşti. DXY veri öncesindeki 101.4 seviyesinden 101.8’e yükselirken 2Y tahvilin getirisi yaklaşık 10 baz puanlık artışla %3.689’a, 10Y tahvilin getirisi ise 5 baz puan kadar artışla %3.683’e yükselerek çok hafif dikleşen getiri eğrisinin yeniden yataya dönmesine neden oldu. DXY’deki artışla birlikte 1.104 civarında işlem gören EURUSD 1.10’un altına doğru hareket ederken GBPUSD 1.309’dan 1.305’e geriledi. Veri ile Fed’den 50 baz puanlık indirim olasılığı azalacak ve 18 Eylül’de açıklanacak FOMC kararı ile ilgil 25 baz puanlık beklentiler ön plana çıkacaktır.
Avrupa Merkez Bankası gerçekleştirdiği Guvernörler Kurulu toplantısının ardından mevduat faizini beklendiği gibi %3.75’ten %3.5’e indirirken politika faizini %4.25’ten %3.65’e çekti. Marjinal fonlama oranı ise %4.50’den %3.9’a düşürüldü. Toplantı sonrasındaki basın toplantısında Başkan Lagarde enflasyonun baz etkisiyle Eylül’de düşeceğini ancak son çeyrekte yeniden artacağını belirtti. Bu yüzden önümüzdeki toplantılarda tamamen veri bağımlı hareket edeceklerini ve her toplantıda ayrı ayrı durumu değerlendireceklerini belirtti. %2.0’nin altına gerileyen Almanya enflasyonu ile ilgili olarak dağılımın asimetrik olabileceğini ancak tüm Avrupa’yı gözeterek karar verdiklerini söyledi. Revize edilen tahminlere göre AMB önümüzdeki 3 yılın manşet enflasyonunu değiştirmeyerek %2.5, %2.2 ve %2.0’de sabit tuttu. 2024 ve 2025 çekirdek enflasyon beklentileri ise sırayla %2.7 ve %2.2’den %2.9 ve %2.3’e yükseltildi. Banka’nın 2024-2025-2026 büyüme tahminleri sırayla %1.1, %1.5 ve %1.7’den %0.4, %1.4 ve %1.6’ya indirildi. Lagarde’ın her toplantıda faiz indiriminin söz konusu olmayabileceği gibi şahin açıklamalarda bulunmaması EURUSD paritesinin 1.10’un üzerinde kalmaya devam etmesine neden oldu. Toplantı sonrasında piyasada Ekim’de de bir faiz indirimi yapılacağına dair beklentiler törpülendi ancak yine de yılsonuna kadar bir veya iki çeyrek puanlık indirim fiyatlanmaya devam ediyor.
Gelecek haftanın gündemini ABD, İngiltere ve Japonya Merkez Bankası kararları oluşturacak. Fed’in faiz kararı kadar indirimlerin devam edip etmeyeceğine dair sinyaller ve de revize edilen tahminler de piyasada önemli fiyatlama değişikliğine neden olacak. Fed’in bu toplantıda %5.50 seviyesindeki hedef fonlama oranını 25 baz puan indirmesi beklenirken 50 baz puanlık indirim beklentileri de her geçen gün artıyor. Beklentilerin bu hafta da artış göstermesi Fed’in 25 baz puan indirim yapması durumunda fiyatlamaları olumsuz etkileyecektir. Tahminlerle ilgili olarak ise Haziran güncellemesinde Fed bu yıl sonu için fonlama faizini %5.1, çekirdek PCE enflasyonunu %2.8, işsizlik oranı %4.0 olarak öngörmüştü.
Gelecek hafta Perşembe günü gerçekleşecek İngiltere Merkez Bankası faiz kararı öncesinde Çarşamba 9:00’da açıklanacak İngiltere TÜFE enflasyonunun Ağustosta %2.2 de sabit kalması beklenirken çekirdek enflasyonun %3.3’ten %3.5’e artış göstermesi bekleniyor. Aynı gün aynı saatte açıklanacak perakende fiyat endeksinin de Ağustos’ta geçen yılın aynı dönemine göre %3.4 artış göstermesi bekleniyor. Temmuz’daki artış oranı %3.6 olmuştu. Perşembe saat 14:00’te İngiltere Merkez Bankası’nın %5 seviyesindeki politika faizini değiştirmemesi bekleniyor. Ancak enflasyonun beklentilerin altında gelmesi Banka’dan 25 baz puanlık bir indirim yapılmasına neden olabilir. Hatırlatmak gerekirse Ağustos toplantısında BoE politika faizini %5.25’ten %5.0’e düşürmüştü.
Japonya Merkez Bankası faiz kararını Cuma 7:00’de açıklayacak. Ağustos ayında sürpriz bir kararla politika faizini %0.1’den %0.25’e çıkartan BoJ’un bu toplantıda faizi değiştirmesi beklenmiyor. Öte yandan piyasada önemli bir türbülansa neden olan faiz kararının ardından Japonya Merkez Bankası'nın değerlendirmeleri ve önümüzdeki dönem olası faiz adımlarına dair yönlendirmeleri tüm küresel piyasalar açısından önemli olacak.